Büyük resim
İstanbul, ekim 1998
Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılacağını ye Sovyet Bloku’nun kısa sürede çökeceğini tahmin edebilenler pek fazla değildi. 1997’de Tayland’da baş gösteren finansal krizin giderek küresel boyutta bir kriz tehdidini gündeme getireceğini öngörebilen de yok gibiydi Asya’daki krizin küresel şoklara yol açabileceğini düşünmek aslında mümkün olabilirdi ama bunu yapabilmek i-çin resmin bütününü görmek, küreselleşme denen oluşumun karmaşık yapısını kavramak şarta.
Bugünün dünyasında “büyük resme” baktığumz zaman kaotik bir manzarayla karşılaşıyoruz. Parçalanmış, adeta bir yap -boz gibi binlerce parçaya bölünmüş bir tablo var karşımızda ve bu parçaların nasıl bir araya getirileceğini bilen de yok sanki. Belki de yeni parçalar bulup yeni bir tablo oluşturmak gerekecek
Oysa daha iki yıl önce, 1997 yılma girilirken, küresel resmi oluşturanlar için her şey yolunda görünüyordu. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından ve Sovyet Bloku’nun çökmesinden sonra rakipsiz kalmış görünen kapitalizmin küresel egemenliğini kurma sürecinde bütün parçalar güzelce yerli yerine oturmak üzereydi Sanayileşmiş ülkelerdeki işsizlik sorunu ve_çeşitli kesimler arasındaki gelir uçurumlarının derinleşmesi gibi
bu surecin kaçınılmaz sayılan sancılarının da sisteme fazla zarar vermeden aşılacağı sanılıyordu. Bu uyum senaryosunun başlıca parçaları şunlardı: